Üç Renk: Kırmızı (Özgün adı: Trois Couleurs: Rouge), yönetmenliğini Polonyalı sinema yönetmeni Krzysztof KieÅ›lowski`nin yaptığı, Zbigniew Preisner`in müziklediği bir filmdir. Adlarını Fransız bayrağının renklerinden alan üçlemenin diğer iki filmi ise, Üç Renk Mavi ve Beyaz`dır.
Üç Renk Mavi ve Beyaz`dan sonra üçlemenin üçüncü ve son filmi olan ``Üç Renk: Kırmızıda, üçlemenin ilk filmine göre, çok katmanlı öyküler vardır.
Bu film, The New York Times tarafından, tüm zamanların en iyi bin filminden biri olarak seçilmiştir.
Filmin başlıca oyuncuları
- Irene Jacob: "Valentine Dussaut"
- Jean-Louis Trintignant: "Joseph Kern"
- Jean-Pierre Lorit: "Auguste Bruner"
- Frederique Feder: "Karin"
Filmin kazandığı ödüller
- En İyi Yabancı Film Ödülü (ABD Ulusal Film Kurulu)
- En İyi Yabancı Dilde Film Ödülü (New York Film Eleştirmenleri Ödülü)
- En İyi Yabancı Dilde Film Ödülü (ABD Ulusal Film Eleştirmenleri Derneği)
- En İyi Yabancı Film (Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği Ödülü)
- Sezar Ödülleri, En İyi Müzik Ödülü (Zbigniew Preisner`e)
Filmin konusu
İsviçre`nin Cenevre kentini mekan olarak kullanan filmde, üçlemenin diğer iki filmine göre daha rahat izlenen, doğrusal anlatımlı çok sayıda öykü vardır.Film, Londra ve Cenevre arasında yarı zamanlı model olarak çalışan üniversite öğrencisi Valentine ile uzakta olmasına karşın onu fazlasıyla sahiplenen erkek arkadaşı arasındaki telefon konuşmasıyla başlar. Ardından, Valentine, köpeğini kazada yaraladığı, yalnız yaşayan emekli yargıç Joseph Kern ile tanışır. Filmde daha sonra Valentine ile yargıç arasında gelişen duygusal yakınlığı gösteren telefon konuşmaları izlenir.
Eşzamanlı bir başka öyküde ise, Valentine`nin komşusu hukuk öğrencisi Auguste`nin yaşadıkları anlatılır. Auguste, kız arkadaşı Karin`in ihanetine uğramıştır.
Filmin çözümlemesi
Filmde bireyler arası ilişkiler incelenmekte, dostluk ve ihanet temaları ele alınmaktadır. Bireylerin birbirini anlamasına, yakınlaşmasına engel olan öğeler mercek altına alınır. Yönetmen, duyguların yeterince ve doğru biçimde aktarılamadığı telefon konuşmalarını filmde bolca kullanır. Pencerelerin ötesinde görülen insanların neler yaşadığına yönelik merak, bir yerdeki sorunlardan kaçarken, öte yandakilere yaklaşarak bir çıkış arayışı filmin örüntüsünü oluşturur.Film boyunca, telefon sinyallerinde, lokanta sahnesinde, otomobil sahnelerinde, reklam panolarında hep kırmızı renk kullanılmıştır. Fransız bayrağının renklerinden biri olan kırmızının, aynı zamanda insanları birbirine bir şekilde bağlayan sevgiyi simgelediği ve bu nedenlerle filme egemen olduğu söylenebilir.